Kumla’dan Michelangelo Geçti

3-4 yaşlarında heykel yapmaya başladı.
6 yaşında harika çocuk seçilmesindeki eseri Müze Evinde sergileniyor.
Time’a kapak olan eseri var,
Seul’de sembol bir meydanda heykeli,
Sağlığında yaşayan 10 heykeltıraş içinde yer almış,
Stutgart Bienalinde birincilik ödülü almış,
Çocuksuz Kadın Heykeli Stuttgart Bölbligen meydanında sergileniyor.
Cumhuriyetin 50. Yılında yapılan yarışmada 3 birinciliği var.
Devlet Sanatçısı.
Türkiye’nin sembol heykellerinde hep imzası var,
Çanakkale heykelleri de, Anzak askerini taşıyan Türk askeri kültür mirası heykelde dahil.
Son eskizi ise ”ben giderim adım kalır” diyen Aşık Veysel heykeli Müze Ev’de Kumla’da bekliyor.
Ülkesine, Anadolu insanına bir de efelere hayran.
Bir de Kumla’ya âşık olmuş. Eşi ve çocuklarına da aşılamış Kumla aşkını.
Gerçek bir doğa sevdalısı.
Meyve ormanının içine kurduğu atölyesi asfalt ve binalar arasında kaldığında bile direnmiş.
Bizim hayal bile edemeyeceklerimizi kısa ömrüne sığdırmış, Kumlalı Michelangelo’dur Tankut Öktem…
Gemlik için de vefasızlığın örneği…
***
Öktem’in sadece başarılarını yazsam, en az 20 sayı gazetemi ayırmam lazım.
Eserleri Türkiye ve dünyanın en prestijli eserleri arasında sayılmış değerdir.
Kültürel erozyon yaşadığımız Gemlik için umuttur bir yandan da.
Tankut Öktem’i çoğu Gemlikli bilir aslında da, Kumla’da bulunan müze evini kaç kişi gezdi desem? Veya atölyesini en son ne zaman ziyaret ettik? Mezarı da Kumla’da mesela, kaç defa gittik?
Alışılagelmiş söylemdir aslında ”başka yerde olsa değeri bilinirdi” sözü de, Öktem’in değeri Gemlik dışında her yerde zaten biliniyor. Ayvalık, Kastamonu ve Eskişehir başta olmak üzere pek çok şehir Öktem’in mirasını yaşatmak için müze veya kültür evi yapmak için önerilerde bulunuyor. Bizler, engel oluyoruz…
***
Öktem bölgenin kültürüne de önem vermiş. Kumla’da büyüyen pek çok çocuğun da fikirleri vardır eserlerinde. Herkes ustalara sorarken, o çocukların ve bölge halkının beğenisine sunarmış eserlerini. Kültürü bir yandan aşılamış. Devletimiz değerini bir süre bilmiş ve Çamlık tabir ettiğimiz bölgede kendisine kültür merkezi yapması için arsa tahsis etmiş. Sonrasında yaşadıklarıyla hasta etmişiz Öktem’i. Orman Bölge’nin arazisi demişiz, inşaat iskelet olarak kalmış. Kültür Merkezi hayali içinde kalarak hayatına devam etmiş, bize rağmen Kumla’dan vazgeçmemiş.
Hani sosyal ve kültürel eksiklik diyoruz ya bazen, bunun ilk adımı Tankut Öktem Kültür Merkezi olmalı. Belki vefa adına da başlangıç olur. Hem de hatamızı telafi ederiz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.