Kuala Lumpur 4 – Zibidiler Çetesi

Geçmiş dönemde bahsetmiştik, son dönemde genel medyaya da yansıdı. Malezya’nın şirin başkentinde yaşanan yolsuzluk, hırsızlık, hükümetin düşmesi ile son buldu…

***
Kuala Lumpur’da bir kurumda çalışan, ailesinden fazla geliri bulunmayan zibidi memurun, bir anda yükselen hayat standartlarının hikâyesi. Bilindiği gibi Malezya nüfusunun %51 Müslüman olan ve dikkat çeken bir ülke. Bahsedeceğimiz 3 kader arkadaşı da, tam da o kesimden. Dinleri, imanları ve şaibeli kazanılmış paralarıyla.
Ilık ve nemli bir Kuala Lumpur akşamında başlar her şey. Yorgundur malum memur. O zaman özel sektörde çalışır, yetiremez. Sempatiktir, saftır. Parayı bilmez, o zamanlar gözü bile aç değildir.
Kuala Lumpur’u yöneten kuruma, kurumla doğrudan işi olan inşaat firmasından geçiş yapmış. İlk dönemde masummuş. Millete iyi davranır, iş çözermiş.
O günlerin hatırına herkes severmiş, açığı olabileceğini düşünmezlermiş.
Biti kanlanmış sonra, ”Acaba” demiş, ”memur maaşıyla yetinmesem mi?”
İki de yol arkadaşı varmış. İkisi de inşaat işinde. Şeytana uyulmuş da, hangisinin şeytan olduğu da belli değil.
Ortak kullanım alanları varmış diğer ikisinin. Neredeyse, aynı kadına bile yürüyecekler, o derece…
Memur biti kanlanınca durmamış, marka giyinmeye başlamış. Diğer memurlar zor geçinirken, en lüks arabalara binmiş. Hızını alamamış. Önünü de alamamışlar iyi mi?
Olmadık isimlere bile sarkmış, sonrasında bir şey olmuş mu? O detay daha sonra…
Zevk ve sefa içinde hayatları da devam etmiş. İnşaat sektörü zorlanırken bile bunlar yürümüş, coşmuşlar, azıtmışlar önleri alınamamış, ta ki, gün gelip ilk yolsuzlukları ortaya çıkana kadar.
Evraklarla oynamışlar. Yatırılmayan harçları yatırdı göstermişler. Kamuyu o ara zarara uğratmışlar. Ortaya çıkınca paniklemişler. Ödemişler. Harcadıklarından fazla ödediklerini, hatta faiz ödediklerini iddia etmişler.
Rahatlamışlar, ilk andaki paniklerinden eser kalmamış.
‘Evrakla oynayan, metrekarelerle ve diğer harçlarla da oynar” denmiş ”imkânsız” demişler hatta zibidi memur gazeteleri bile arayıp ”öyle bir şey mümkün değil” demiş. Utanmamış, sıkılmamış ”mağdurum” diye eklemiş. Millet sürünürken, donu bile marka olan zat mağdurmuş…
Bir hata yaptık demişler, sadece bu demişler, Allah çarpsın başka yok demişler,
varsa ..neyim demişler.
Aradan 4-5 ay zaman geçmiş. Metrekareler olan bir belge ortaya çıkmış. 88 bin 987 Ringgit (Malezya Para Birimi) olan harç, 38 Bin Ringgit olarak ödenmiş. Metrekareler, bir anda değişmiş. Dosyaları da inceleyen de, beraber eğitim gezisine bile çıktığı arkadaşıymış.
Kuala Lumpur’da tüm kalemlerin üzerindeki oynamanın 5 – 6 Milyon Ringgit’i geçeceği ön görülüyor. İşi bilenlerin de, bu üç kişiden çok ama çok fazla olduğu da. Hatta inşaat sektöründeki bazı isimlerin bunlara destek olduğu da.
Kuala Lumpur da farklı konuların ve diğer detaylarının patlaması, an meselesiymiş.
İyi ki Türkiye’de ve Gemlik’te benzer olaylar yaşanmıyor…
Aksi takdirde o kurumda taş üstünde taş kalmaz, kafadarların yakınlarına onların evraklarının incelemesini ASLA yapamazdı…
Kuala Lumpur bozuk yer…
***
Not; Kuala Lumpur’da olay bitmez… Serimiz devam edecek.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.