BİR UMUTTU YAŞATAN İNSANI – SONNUR YILDIRIM

Bir dünya şehri olan İstanbul’un belediye başkanlığı seçimleri için herkesin heyecan ve merakla beklediği başkan adaylarının bir araya gelip münazara ettiği adına tarihi açık oturum dedikleri program yayınlandı. Çoğu ülkede zaten yapılan bu tarz programlar bize vaay be dedirtti. Normal olana, olması gerekene verdiğimiz tepkiler büyüdü. Her neyse buradan hareketle toplumsal tahliller, analizler yapmayacağım şimdi. Değinmek istediğim başka bir konu var.

Daha önce özel eğitime ihtiyacı olan bireylere yönelik belki bir insan daha farkına varır, biri görmezden gelmeyi bırakır,biri üzerine ne yapabilirim deyip düşünür diye iki yazı yazmıştım. Şimdi de ülke gündemine damgasını vurmuş bu münazaradan da bu alana dair çıkarımı mı paylaşmak istedim.

İki aday da program boyunca çok güzel bir şekilde dertlerini anlattılar. İstanbul için İstanbul’da yaşayan vatandaşlar için yapmak istediklerinden, vaatlerinden bahsettiler. İmamoğlu İstanbul’da en büyük sorun yoksulluk dedi. İstanbul’da yaşayan gençlerin 3’te 1’inin işsiz olduğundan söz etti. Onlara yönelik çalışmalarını dile getirdi. Yıldırım’da İstanbul’un Avrupa’nın 13. en büyük ekonomisi olduğunu, ülkeye gelen turistlerin 3’te 1’inin İstanbul’a geldiğinden söz etti ve o da gençler için oluşturmayı düşündükleri istihdam alanlarını anlattı. İki taraf da kreşler açacağını ve kadınlar için istihdam alanları oluşturacaklarından bahsettiler. Ulaşımdan çarpık kentleşmeye, Suriyeli mülteci sorunundan yeşil alanlara kadar çoğu alanda yapılanlardan ve yapılacak olandan konuşuldu. Programın sonunda da İmamoğlu’nun aile fotoğrafı isteği ve Yıldırım’ın çaya davetiyle güzel bir demokratik çerçeve çizildi.

Buraya kadar her şey güzel yalnız ben bir konuya takıldım. İsmail beyin güzel bir sorusu vardı. Gençler konusunda ne yapacaksınız bunun içine engelli bireyleri de katarak cevaplarsanız memnun olurum. Ben onların toplumsal hayata katılımlarını önemsiyorum dedi. Bunun karşılığında İmamoğlu 10 tane engelli gündüz bakım evi açacaklarını ailelerine izin verip onlara bakacaklarını söyledi. Yıldırım’dan ise bu konuda her hangi bir vaat gelmedi. Şimdi buna süre yetersizliği falan diyenleriniz olacaktır. Daha başka konulara da değinilmediğinden dem vurabilirsiniz. Ama Türkiye’de en fazla engelli vatandaşın İstanbul’da yaşadığını ve onların aileleriyle hesaplandığında söz konusu seçim ise hatırı sayılır çoğunlukta oldukları aşikar. Yani sadece buradan bakıldığında bile onların böylesi açık bir soru sorulmasına karşılık bu kadar geçiştirilmesi ya da ele alınacak kadar önemsenmemesi bana garip geliyor.

Ülkedeki çoğunluğun gözleri onların üzerindeyken birlikten, beraberlikten bu kadar söz edilirken bu alanla ilgili de varsa çalışmalarını dile getirip hem o ailelere yanındayız mesajını verip hem de bir farkındalık yaratmaları aynı zamanda ülkenin diğer belediye başkanlarına da örnek teşkil etmeleri güzel olmaz mıydı?

Maalesef Gemlik özelinde de aynı şey söz konusu. Cihatlı’da açılan özel eğitim uygulama okuluna belediye başkanımız tarafından bir ziyaret yapılmadı. Okulun belediye tarafından karşılanması gereken işleri seçim dönemine denk geldiği için aksadı. Nisan ayının başında eğitime başlayan okulun yolu bile hala yapılmış değil. Tabi Gemlik belediyesinin de içinden geçtiği sıkıntılı günler var. Anlayışlı olmamız lazım.

Konuyla ilgili Gemlik belediye başkanının kendi ifadesine bakın. “Gemlik’te engelli olmak başlı başına bir engel zaten”. Buradan ne anlıyoruz? Başkanımız bu konuda oldukça bilinçli ve sorunların ne olduğundan haberdar. Bu iyi bir şey. Çünkü bizim bu sayede başkandan konuyla alakalı beklentilerimiz yükselmiş oluyor. Ben de bu yüzden umutluyum ve inanıyorum ki bu bilince sahip bir başkan Gemlik’in artık engelliler için ayrıca bir engel teşkil etmesine izin vermeyecek. Bu minvalde yapacaklarını umutla ve merakla bekliyorum.

Gemlik Manşet Gazetesi

Gemlik Manşet Gazetesi @2017