Psikosomatik Hastalıklar – Yalçın Özkan

Bu haftaki konumuz, aslında tüm insanların ( eminim ki sizin de) baş belası ve tüm hastalıkların ana nedeni: Stres ve sonrasında kapımız çalan Psikosomatik Hastalıklar. Stres ve hastalıklar arasındaki ilişki artık daha çok biliniyor ama stresin sağlığımızı nasıl etkilediği, nasıl bir mekanizmanın işlediği üzerinde pek durulmuyor. Zaman zaman, hepimiz bir miktar strese maruz kalırız ama stres bizi her zaman hasta etmez. Psikosomatik hastalıklardan bahsederken asıl sorulması gereken, stresin ne kadar yoğunlukta ve ne kadar süreyle günlük yaşantımızın parçası olduğu sorusudur.

Psikosomatik Hastalık – Ne demektir?

Tıbbi olarak ele alındığında, psikosomatik hastalık asıl kaynağı psikolojik olan fiziksel rahatsızlıklardır. Psikosomatik terimi, beden ve zihin arasındaki bağlantıya işaret etmektedir. Bu nedenle, psikosomatik hastalıklar, asıl olarak duygusal veya zihinsel stresin sonucunda oluşan fiziksel rahatsızlıkları ifade etmektedir. Depresyon, iş stresi, travmalar ve bazı kişilik özellikleri psikosomatik hastalıklara neden olabilir. Zihinsel veya duygusal sağlığımızı tehdit eden stres, fiziksel fonksiyonlarımızı da bozmaya başlar. Bu stres ne kadar yoğun ve ne kadar uzun süreliyse, fizyolojimizde de o ölçüde değişim olmaya başlar

Günlük yaşamın içinde çeşitli biçimlerde stres yaşarız. Vücudumuzda stres reaksiyonuna neden olan 3 farklı “stres kaynağı” vardır. ***Kimyasal: Kafein, alkol, nikotin, şeker, ilaç kullanımı, yağlı yiyecekler, hava kirliliği, ağır metaller gibi. ***Fiziksel: Hareketsizlik veya aşırı hareketlilik, gürültü kirliliği, kazalar, yetersiz uyku, hava basıncındaki değişimler, vs. Duygusal: Korku, öfke, suçluluk duygusu, üzüntü, kıskançlık, kırgınlık, endişe, ani kayıplar, travmalar, gibi.

Stres vücudu nasıl etkiler?

Fiziksel, kimyasal veya duygusal aşırı stres vücudumuzda “stres reaksiyonuna” neden olur. Stres reaksiyonu “aşırı hız” durumudur. Baskı altında hareket etmemizi sağlayan, vücudumuzun “Savaş veya Kaç” mekanizmasını harekete geçirmek için organlarımızın aşırı çalışma durumuna “stres reaksiyonu” denir. Vücut uzun süreli stres altında, kimyasalların yüksek seviyede salgılanması için zorlanır ve sonunda çöküşe neden olur. Stres veren bu faktörlerin vücut üzerindeki etkisi kümülatiftir. Yani, stres düzeyi, stres kaynaklarıyla birleşerek artmaktadır. Örneğin, bir fincan kahve stres reaksiyonuna neden olmayabilir, ama bir fincan kahve, üstüne üç sigara, ardından sert bir tartışma yetersiz uykuyla birleşmiş ve ayrıca tüm gün bilgisayar karşısında oturmuşsanız, tüm bu stres faktörleri vücut kimyanızda fiziksel bir değişime yol açabilir. Kısacası, stres kaynakları üst üste eklenerek etkisini arttırır.

Stres ne zaman hastalığa dönüşür?

Her insanın stres tolerans düzeyi farklıdır. Bazı insanlar stresle daha iyi başa çıkabilirler, diğerleri çıkamaz. Stresle başa çıkabilme kapasitesi bireysel farklılıklara göre değişir. Stres eşiğimize ulaştığımız zaman, bir çeşit fiziksel ve/veya psikolojik krize gireriz. Ne kadar yoğunlukta ve ne kadar süreyle strese maruz kaldığımıza bağlı olarak, fiziksel sağlığımız üzerinde da etkilerini görürüz. Sağlığımız bozulduğunda (veya duygusal bir çöküntüde bile), vücudumuz sistemimizi tekrar “dengelemek” veya “normale dönmek” için bir boşalma noktası arar. Bu dengelemeyi veya normalleşmeyi başaramadığımızda veya stresimizi boşaltmak bir yol bulamadığımızda, bir tür stresli işlevsellik sergilemeye başlarız. Ve vücudumuz kendini anlatan işaretler göstermeye başlar. Yorgunluk, ağrıyan eklemler/kaslar, deri döküntüleri, gözaltında kahverengi halkalar, açlık krizleri, liste böyle devam eder gider. Stresle baş etmeyi ve yönetmeyi bilmiyorsak, bu tür fiziksel hastalıkların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Çünkü zaman içinde, kronik stres damarlarımızda akan kanın vücutta rahatça dolaşmasına engel olur ve bağışıklık sistemimizi zayıflatır, bu da sonuçta fiziksel rahatsızlıklara neden olur.

Stresin birikmesinden nasıl kaçınabilirim?

Her şeyden önce, günün her anında, olaylar karşısında stresli veya rahat olmak gibi iki seçeneğimiz bulunduğunu unutmayın. Hangisini tercih edeceğimiz bize kalmış. Fakat her şeye rağmen stres yaşıyorsak, vücudumuz, stresi boşaltarak, beden ve zihin arasında bir kısa-devre oluşturur, böylece dengeyi tekrar sağlamaya çalışır. Stres döngüsünden çıkabilmek, kan şekerinizi, stres hormonlarınızı ve adrenalin seviyesini düşürmek için, gelecek sefer stresli hissettiğinizde, mutlaka bir boşalma yolu bulun. Eğer gerçekten çözümsüz kalıyorsanız, mutlaka uzman sağlık personellerinden destek alınız.

Sağlıklı günler dileklerimiz ve saygılarımızla… Yalçın ÖZKAN. Ziraat Yüksek Mühendisi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.