Müsilaj – Kazım Bulut Yazdı

2 AY ÖNCE;

Balıkçılar; ‘’Abi yemin ediyorum plankton veya doğal değil. Başka bir şey bu’’

Yetkililer; ‘’Her yıl görülen plankton patlaması’’

Belediye ‘’Doğal bir olay, mevsiminde geçecektir’’

Sokaktaki vatandaş; ‘’50 yaşımdayım, hiç böyle bir şey görmedim’’

Bazı yetkililer; ‘’1-2 güne geçecek’’

Bir haber kanalı; ‘’Gemlik Körfezi 1 günde temizlendi.

*

1 AY ÖNCE

Balıkçılar; ‘’Gemlik Körfezinde 5 yıl balıkçılık ekmek yedirmez’’

Yetkililer; ‘’Araştırıyoruz, çözeceğiz’’

Vatandaş; ‘’Denize girebilecek miyiz? Balık yenir mi?’’

*

GEÇTİĞİMİZ GÜN

Yetkililer; ‘’Acil eylem planı açıklayacağız’’

Plan günü; ‘’Araştırdık, işletmelerin filtrelerini etkin kullanması gerekiyor. Aynı zamanda arıtmalar düzenlenmeli’’

Yine yetkililer; ‘’Acil eylem planı Marmara’nın kurtuluşu olacaktır.’’

*

UZMANLAR;

İlk günden bu yana uzmanlar; ‘’Marmara iç deniz. Arıtılan su, deniz sıcaklığının artması, atıkların ‘denetlendiği söylenerek’ Marmara Denizine dökülmesi, Marmara’yı öldürdü. Eski Marmara artık olmaz. O kadar balık türünün de yaşaması olanaksız.’’

Uzmanlar; ‘’Eylem planı sonrasında kurtaracağız’’

Siyasiler; ‘’Bunu da bitireceğiz’’

***

OYSA HER ŞEY ORTADAYDI

İlk haberi yaptığımızda, balıkçılar oluşan katmana ‘’Kaykay’’ demişlerdi. Kimseyi inandıramamış, ajansalar bile resmi açıklamayı dikkate alarak ‘’Plankton’’ diye açıklama yayınlamışlardı. Doğanın seyrinin dışında süreç devam edince ‘’Acaba’’ denildi ama siyasi açıklamalar beklendi.

Acil eylem planı olarak açıklanan plandaki maddeler zaten mevcutta var ama uygulanmıyor.

– Hangi fabrikanın atıkları tam denetlenebiliyor?

– Acil eylem planı açıklayanlar, fabrikaları ruhsatlandıranlar değil mi?

– Geçtiğimiz yıl yapılacak olan ‘’Derin Deniz Deşarjı’’ konusunda onay veren kimler?

– ÇED raporları mevzuatının bu kadar basit aşılmasının sebebi kim?

***

DÜRÜST OLALIM…

Çevremizde bunca işletme varken, Belediyeler bile sularını ‘’sözde’’ arıtıp denize salarken, ne sağlıktan, ne de Marmara’yı kurtarmaktan söz edebiliriz. Evsel atıklar arıtmada, ne kadar kimyasaldan arıtılabilir veya hangi siyaset sermayenin karşısında durabilir.

– Marmara’nın acil eylem planı, fabrikaların, işletmelerin atıklarını hiç salmaması.

– Belediyelerin ise arıttığı su o kadar temizse, denize salmayıp tarımda kullanması.

– Derin deniz deşarjı veya doğal olmayan akıntıların denize verilmemesi.

Eğer bunları sağlayamıyorsak, ancak siyaset yapar Marmara’nın ölümünü izleriz. Hamasete gerek yok. Biraz dürüst olalım.