Mantolamada Kanser Riski – YALÇIN ÖZKAN

Sevgili Gemlik Manşet Okurları,

Öncelikle yazılarımın okunduğunu ve sevgili hemşerilerimizin sağlıklı yaşam yönünde değişiklikler yaptıklarını öğrenince daha da keyif alarak, sağlıklı bir yaşam sürebilmeniz için; birazcık uyarı niteliğinde fakat, bilinçlendirme amaçlı yazılarımıza devam ediyoruz.

Bu haftaki konumuz; yaşadığımız binaların dış cephe kaplaması ve bazı riskler. Her ne kadar yediğimize içtiğimize dikkat etsek de, sağlıklı yaşamak için ne gerekirse yapıyor olsak da, tüm yaşamımızı geçirdiğimiz evlerimizin, bazen biz farkında olmadan, fazla para kazanma hırsı ile, ucuz ve kanserojen cephe kaplamaları ile kaplanması ciddi hastalıklar ile hayatımızı karartabilmekte. Türkiye’de son yıllarda inşaat sektöründe ısı yalıtımı adı altında binaların dış cephesinde yoğun şekilde straforla mantolama işlemi yaptırıldığı belirtilerek mantolama yönteminin insan sağlığına olan olumsuz etkileri bildirildi.

Yangın ve KANSER riski

Binaların duvar, kolon, kiriş bölümlerinin XPS’nin hammaddesi olan polistren levhalar (strafor-EPS-halk deyimiyle köpük levha) kullanılarak yalıtılması için geliştirilen bir sistem olarak tanımlanan mantolama işleminde, kullanılan malzemelerin kanser yapıcı etkileri belirtiliyor. Köpük levhaların binaların duvarlarının nefes almasına engel olduğu öne sürülüyor. Ayrıca straforların sabitlenmesi için binaların duvarlarına dübellerle açılan delikler nedeniyle binaların dayanaksız hale geldiği vurgulanıyor. Mantolama işlerinde kullanılan ve yanıcı olan levhaların bu özelliğinden dolayı aynı zamanda Yangın Yönetmeliği’ne aykırı olduğuna da değiniliyor. Binalara giydirilen bu levhaların yangın çıkmasına ve yangının hızla binayı sarmasına neden olacağına dikkat çekiliyor. Ayrıca mantolama ile doğalgaz kullanımının yaygın olduğu yeni binalarda yangın riskinin daha da arttığı belirtiliyor.

Türkiye’de  ısı yalıtımının önce ‘izocam’ işleriyle başladığı, ‘Amerikan Siding’ ile görünür olduğu ama İzocam’ın ömrünün 5 yıl olması nedeniyle çeşitli arayışlara girildiği, bu arayışlar sonucunda AB ülkelerinin özellikle Almanya’nın terk ettiği mantolama malzemesi XPS ve buna benzer çeşitli malzemelerin Türkiye’yi sardığına işaret ediliyor. Hatta bu durum, “Avrupa coğrafyasının terk ettiği her şeyi biz alır olduk” ifadeleriyle eleştiriliyor. Almanya’dan ucuz fiyata alınan makinelerle mantolama işlerinin yapıldığı belirtilirken bu işlerde kullanılan 3-5 cm. kalınlığındaki mavi, pembe ve gri renklerdeki mantolama malzemelerinin kanser üretiyor olduklarının bilinen bir gerçek olduğu vurgulanıyor.

Mantolama için kullanılan levhaların duvarlara monte edilmesi için 10 cm. uzunluğunda plastik dübellerin yerleştirilmesi gerektiği belirtiliyor. Bu dübellerin metrekareye 8, bir panele de 5 tane atıldığında örnek olarak 2 bin 500 metrekare alanlı 5 katlı bir binaya 10 binin üzerinde dübel atıldığında, duvar üzerinde 10 binin üzerinde delik açılacak anlamına geliyor. Dış cephesinde açılan delikler nedeniyle binanın güçsüzleşeceği; hatta bu deliklerin kolonlara denk gelmesi halinde binanın deprem dayanıklılığının da azalmasına neden olacağı vurgulanıyor.

 Mantolama mahkemelik

Bazı mahkemelerin raporunda, mantolama işinin metrekaresinin150- 200 lira arası değişen fiyatlara mal olduğu, üstelik bu maliyetin karşılığında vaat edilen enerji tasarrufu gerçekleşmediği gibi sağlık ve güvenlik konularında da olumsuzluklar olduğu vurgulanıyor. Hava almayan ve sürekli havalandırılmak zorunda olan bir evde ısı yalıtımından söz etmenin mümkün olmayacağının belirtildiği raporda kanserojenle kaplanmış bir binada yangın tehlikesiyle yaşamanın ne kadar anlamlı olacağı da sorgulanıyor. İstanbul başta olmak üzere birçok yerde mantolama işlemi yapılan duvarlardaki malzemelerin çatladığı, ayrıldığı ve sarktığı belirtilerek yalıtım özelliğinin kaybolduğuna vurgu yapılıyor. 30-50 yıl garantili denilen bu sistemin sağlıksız olduğu, insan sağlığını tehdit ettiği ve ekonomik olmadığının görüldüğü, son yıllarda yaşanan olumsuzluklar karşısında mülk sahiplerinin sıklıkla mahkemelere gittiği belirtiliyor. Bu alanda sadece Ankara’da açılmış 500’ün üstünde dava olduğu belirtiliyor.

 Ne Yapmalıyız ?

Yaşadığımız evler; bizim hayatımızın büyük bölümünü geçirdiğimiz yuvamız. Enerji, ısı ve para tasarrufu için yalıtım ve mantolama yaptırmak aslında gerçekten iyi bir çözüm. Ancak her sektör ve işte olduğu gibi bu sektörde de işin ucuzuna kaçıp hayatımızı riske atanlar var ve maalesef epey de fazla. İş yine bizlere düşüyor. Yeni ev alırken, insan sağlığına paradan daha fazla değer veren kaliteli yapılar inşa eden inşaat şirketlerini seçmek bizim elimizde. Var olan binalara mantolama yaptırılacaksa bu iş için uygun ürünleri seçmek yine elimizde.

Artık Türkiye’de çok iyi ürünler ve seçenekler de var. Hem de yurdumuzda üretilen, kaliteli olmasının yanında, insan ve çevre sağlığı açısından da hiçbir zararı olmayan “Ahşap Kompozit” ten mamüller,  kaliteli işlere imza atan inşaat şirketlerinin öncelikli tercihi olmakta. Bu ürünler hurda ağaç kullanıldığı için çevreye zarar vermiyor, kansorejen hiçbir kimyasal içermiyor, yanmaz özelliği ile yangın riskine karşı önleyici ve binaları havasız bırakarak veya çok fazla delinmesine gerek kalmadığı için de deprem riskine karşı binaların zayıflamasına neden olmuyor. Estetik güzelliği de cabası ve evinize yuvanıza ayrı hava katıyor. Yeni ev alacak veya yaptıracaksanız veya binanızı kaplatacaksanız Müteahhitinizden, özellikle sizin ve ailenizin sağlığı açısından bu tür doğal ürünler kullanmasını mutlaka isteyiniz. Aşağıda, sadece örnek olması açısından benzer örnek bir ürünün sitesinin linkini de yazacağım. İnceleyiniz ve ısrarla isteyiniz.

Sağlıklı günler dileklerimiz ve saygılarımızla… Yalçın ÖZKAN – Ziraat Yük. Mühendisi – Gemlik Manşet.

http://www.therrawood.com/products.php?p=9

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.